Johnny Silahını Kaptı

Johnny Silahını Kaptı filmi afişi

Johnny Silahını Kaptı filmi afişi

Baba, Demokrasi nedir? Bilmiyorum, oğlum. Genç adamların dışarı çıkıp birbirlerini öldürmesiyle alakalı bir şey gibi görünüyor. Sıram geldiğimde, sen benim gitmemi ister misin? Demokrasi için her adam biricik oğlunu verir.

Senarist Dalton Trumbo, aynı isimli popüler savaş karşıtı kitabını 1971 yılında sinemaya uyarlıyor. Aynı zamanda bu film için ilk ve son kez yönetmen koltuğuna geçiyor. Trumbo’yu Spartaküs, Kelebek (Papillon) ve Roma Tatili (Roman Holiday) gibi filmlerden tanıyoruz.

Kollarını, ayaklarını kaybeden bir asker. Görme, işitme ve hissetme yetilerini de kaybederek bir et parçası haline geliyor. Doktorlar kendisinin beyin ölümünün gerçekleştiğini düşünmesine rağmen. Beyni halen hayatta. Onun düşünce dünyasına adım atıyoruz. Bu askerin geçmiş yaşamı ve özlemlerine tanık oluyoruz. İnsanı yanlarını görüyoruz. Ve o doktorlarla iletişim kurmaya çalışıyor. Acaba bunu başarabilecek mi? Eğer başarırsa onlara ne anlatacak?

Savaş karşıtı filmler pek de popülerlik yakalayamıyorlar. Savaş filmlerinin popülerliğiyle karşılaştırırsanız bu daha da belirginleşiyor. Yine de, günümüze kadar ününü korumuş birkaç filmden bahsedebiliriz. Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (All Quiet On The Western Front, 1930), Full Metal Jacket ve Büyük Diktatör (The Great Dictator) filmlerini bunlardan bazıları.

Tüm bu savaş karşıtı filmlerin ortak özelliği çarpıcı filmler olması. Bu eserlerin sonunda savaşın gerçekleri seyircinin yüzüne bir tokat gibi çarpıyor. Johnny Silahını Kaptı filminde buna ek olarak, seyirciyi rahatlatmayan yorucu bir anlatım, çarpıcılığa ekleniyor.

Film, eleştirmenler tarafından pek beğenilmedi. Özellikle askerin rüyalarını anlatan sahneler ve Hz. İsa tasviri gerçekçi bulunmadı. Bu açıdan yönetmenlik babında çok bir şey beklemeden izlemeniz gerekebilir. Trumbo’nun ilk yönetmenlik deneyimi olması bunu affedilebilir kılıyor. İlk filmler, samimi olduğu sürece, her zaman bir gözardı etme payı vardır.

Sonuç olarak, 1971 Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Büyük Ödülü ve Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu sahibi bu film farklı bir hikayeyi içerisinde barındırıyor. Bu da onu izlenmesi gereken filmler arasına yerleştiriyor. Ama eğer duygusal çatışması sizi yakalayamazsa sıkıcı bir hal alabilir. Yakaladığı vakit ise size demokrasiyi, politikacıları ve savaşı sorgulatan çarpıcı bir zihniyete sahip. Tıpkı kitabı gibi. Umarım izler ve yorumlarsınız, güzel seyirler.

Yorum bırakın