Sırlar Oteli

Milla Jovovich Sırlar Oteli Eloise

Milla Jovovich, Eloise rolünde.

Eloise, yalın ayaklarıyla oradan oraya geziyor. Bir kuğu gibi yavaş yavaş süzülerek yürüyor. Elinden kitapları hiç eksik olmuyor. Kendi kestiği kahküllü kısa saçları ve paspal giyimi ile küçük bir erkek çocuğu gibi ama yanınızdan geçtiğinde hiç dikkat çekmiyor. Bu dünyada var olmadığını iddia ediyor. Belki de gerçekten öyle. Belki de gerçekten Don Kişot gibi kitapların satır aralarında kaybolmuş bir güzel, Eloise.

Sırlar Oteli Mel Gibson

Dedektif Skinner ve ona özenen Tom Tom.

U2 müzik grubunun solisti Bono’nun yazdığı senaryo, Wim Wenders’ın anlatımı ile buluşuyor. Toplumun dışına itilmiş bir grup insanın kaldığı değersiz bir otel. Ama aralarında bir medya patronun oğlu var. Onun otelin çatısından atlayarak intihar etmesi ile film başlıyor. Babası bunun intihar değil bir cinayet olduğunu kanıtlamak istiyor. Ve dedektif Skinner (Mel Gibson) olayı çözmek için otele geliyor.

Bundan sonrası gizem-polisiye şeklinde bir bulmaca gibi ilerlemiyor. Daha doğrusu hikaye ilerlemiyor. Dedektif Skinner’ın faydasız sorgulama ve oda dinlemeleri olayı çözmeye yetmiyor. Çünkü hem ortada bir cinayet yok. Hem de otelde yaşayanlar sorguda net bilgiler vermiyor. Çünkü hepsi biraz kafadan çatlak. Dedektif Skinner ise onlardan daha da deli ve kararlı bir tutum sergiliyor. Aslında tüm bunların arasında daha farklı bir şeyi; Tom Tom ve Eloise gibi iki delinin ilginç ve güzel aşk hikayesini izliyoruz. Polisiye kılıfı altına gizlenmiş bir aşk filmi.

Diğer eleştiri yazılarında rastlayamacağınız ufak bir bilinmedik yönü de sizlerle paylaşacağım. Wenders’ın bu filminde pencere önünde bekleyen karakterleri sıkça görüyoruz. Wenders burada bir başka sanat dalı olan resim sanatından etkileniyor. Amerikalı yeni realizm akımı ressamlarından Edward Hopper’ın Morning Sun isimli tablosunda benzer bir temaya rastlıyoruz. Pencere önünde bekleyen bir kadın. Hem tablo da hem de resimde izolasyon ve yalnızlık duygusunu mükemmel veriyor. Hopper sinemada etkisi olan bir yönetmen. Hitchcock’un Sapık filmindeki karanlık ev de Hopper’ın tablolarında betimlenen bir evden mimari olarak alıntı.

Edward Hopper Morning Sun

Edward Hopper, Morning Sun tablosu

Wenders’ın filmlerinde Hopper’ın diğer tablolarının da etkisi var. Tablolarda kullanılan renklerle Wenders’ın filmlerinde kullandığı renkler yakınlık gösteriyor. Bu da bize sinemanın sadece edebiyat gibi sanat dallarıyla değil resim gibi sanatlarla da iş birliği içerisinde çalışabileceğini ve onlardan ilham alabileceğini gösteriyor.

Yine Eloise’ın elinde Nobel ödüllü yazar Gabriel Garcia Mârquez’in Yüzyıllık Yalnızlık kitabına rastlıyoruz. Filmde de kitaptan diyalogları görüyoruz. Bu açıdan film güzel referanslara sahip.

Hikaye olarak fazla bir şey vermeyen film, Wenders’ın yönetmenlik yeteneği ile göz dolduruyor. Sanat yönetimi ve ışıkların kullanımındaki ustalık bizleri içine çekiyor. U2 tarzı şarkılarda filme değişik bir doku ve hissiyat katıyor. Mel Gibson hayranlarının kaçırmayacağı bir film. Yine aşık olunası Eloise karakteri filmi seyretmek için en güzel nedenlerden biri. İyi seyirler.

1 thoughts on “Sırlar Oteli

Yorum bırakın